Ellerinle Bana Baharlar Getir Kitabı Yayında

Destek Yayınları tarafından yayımlanan Hilal Yiğit’in yeni eseri "Ellerinle Bana Baharlar Getir", edebiyat dünyasında sadece bir roman olarak değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık oluşturan önemli bir sosyal sorumluluk projesi olarak okuyucularla buluşuyor.

Bu kitap, zorluklar karşısında pes etmeyen bir bireyin ilham verici yaşam öyküsünü anlatırken, aynı zamanda genç nesillere umut ve dayanışma mesajı veriyor. Kitap, sadece edebi bir eser olmanın ötesine geçerek, sosyal sorumluluk bilinciyle toplumda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Hilal Yiğit'in kaleme aldığı bu eser, yaşam mücadelesi veren bireylerin cesaretini ve güçlü duruşunu gözler önüne seriyor. Kitabın başkahramanı Yılmaz Yiğit, hayatı boyunca karşılaştığı türlü zorluklara rağmen mücadeleyi asla bırakmamış, güçlü karakteriyle hayata tutunmuş bir kahraman olarak öne çıkıyor. Edirne’nin küçük bir mahallesinde doğan Yılmaz, ailesine destek olmak için küçük yaşlarda simit satmaya başlamış ve sonrasında inşaatlarda çalışarak ailesinin geçimine katkı sağlamıştır. Askerlik hayalini gerçekleştiren Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzman çavuş olarak görev yapmış ve doğu bölgelerinde zorlu şartlarda vatanını savunmuştur. Ancak görevde yaşadığı talihsiz bir mayın patlaması sonucu kollarını, bacağını ve bir gözünü kaybetmiştir. Yılmaz Yiğit, yaşadığı ağır kayıplara rağmen hayata tutunmayı başarmış, azmi ve kararlılığı ile savaşçı ruhunu hiç kaybetmemiştir.  Kitap, Yılmaz Yiğit’in bu zorlu hayat hikâyesini anlatarak okuyuculara ilham verirken, aynı zamanda engelli bireylerin toplumdaki yerini ve gücünü vurgulayan önemli bir sosyal mesaj vermektedir.

Arka Kapak Yazısı

Büyük zaferler cesur mücadelelerin ardında gizlidir. Zorluklarla dolu bir dünyada hayata gözlerini açan Yılmaz Yiğit, askerlik mesleğine gönül verdi. Vatanını savunurken iki kolunu, bir bacağını ve bir gözünü kaybetti. Doktorlar ona bir daha yürüyemeyeceğini söylese de imkânsızı başardı. Hayata tutunuşu, azmi ve vatan sevgisiyle herkese örnek oldu. Cesaretin, direncin sembolü haline geldi. Bu kitap, acısını umut ve zaferle taçlandırıp tüm zorluklara rağmen ayağa kalkmayı başaran bir yiğidin ve onun çabasına, vatan sevdasına âşık olup onunla evlenen bir kadının yolculuğunu anlatıyor. Onların hikâyesi pes etmemenin ve gerçek aşkın gücünün kanıtı.